Perilerin Şehri: İstanbul
İnsanoğlunun henüz yaratılmadığı günlerde yeryüzünde bugünkü insanlar gibi toplumsal bir yaşayış tarzına sahip cinlerin yaşadığına inanılan efsanede, cinlerden birinin oğlunun başka bir cinin kızına aşık olduğu ve kızın babasının bu birliktelik karşılığında "kendilerine dünyanın en güzel yerinde güzel bir saray yaptırılması" şartını koyduğu anlatılıyor.
İnsanoğlunun henüz yaratılmadığı günlerde yeryüzünde bugünkü insanlar gibi toplumsal bir yaşayış tarzına sahip cinlerin yaşadığına inanılan efsanede, cinlerden birinin oğlunun başka bir cinin kızına aşık olduğu ve kızın babasının bu birliktelik karşılığında "kendilerine dünyanın en güzel yerinde güzel bir saray yaptırılması" şartını koyduğu anlatılıyor.
Oğlanın babasının bu şarta rıza göstererek tüm dünyayı dolaştığı, tüm dünyayı dolaştıktan sonra da dünyanın en güzel yerinin İstanbul’un bulunduğu bölge olduğuna karar vererek, buraya çok güzel bir saray yaptırdığı rivayet ediliyor.
Efsanede, sarayın inşaatı bittikten sonra kızın babasına haber gönderdiği, kızın babasının hem saraya hem de İstanbul’a hayran kalması üzerine kızını oğlanla evlendirmeye karar verdiği ifade ediliyor. İnanışa göre, İstanbul’un dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Boğaziçi’nde kurulduğu anlatılıyor.
Meleklerin inşa ettiği surlar
İstanbul’un surlarının melekler tarafından inşa edildiğine Rumlarca inanılan efsanede, Aziz Konstantin’in beraberindeki birçok gemi ve ordusuyla Roma’dan bugünkü İstanbul’a geldiği kaydediliyor.
İstanbul’un surlarının melekler tarafından inşa edildiğine Rumlarca inanılan efsanede, Aziz Konstantin’in beraberindeki birçok gemi ve ordusuyla Roma’dan bugünkü İstanbul’a geldiği kaydediliyor.
İmparatorun karaya ayak bastığında Tanrı’nın bir meleği onu görerek, "Buraya yerleşmelisin, fakat şimdi atından inme, sakın arkana bakma ve atını yola çıktığın yere sür" dediğine inanılıyor.
Bunun üzerine Tanrı’nın dediği gibi davranan imparatorun, yarım gün dolaştıktan sonra atına bindiği yere geldiğinde arkasına bakarak bir surun yükseldiğini gördüğü rivayet ediliyor.,
Çemberlitaş’taki kutsal kadeh
Bu efsaneye göre, Hazreti İsa’nın ölmeden önce son kez kullandığı kutsal kadehin, bin havarisi tarafından büyük bir titizlikle saklandığı anlatılıyor. Çünkü bu kadehten bir şey içen kişinin, ölümsüz olduğuna inanılıyor. Bizans imparatoru Helena’nın Kudüs ziyaretinde Hazreti İsa’nın birçok eşyasıyla birlikte kadehi de alarak İstanbul’a getirdiği ve bu kadehin kenti koruması için 3. Konstantinos adına Çeamberlitaş’ta dikilen sütunun altına yaptırdığı odada saklattığı ifade ediliyor.
Bu efsaneye göre, Hazreti İsa’nın ölmeden önce son kez kullandığı kutsal kadehin, bin havarisi tarafından büyük bir titizlikle saklandığı anlatılıyor. Çünkü bu kadehten bir şey içen kişinin, ölümsüz olduğuna inanılıyor. Bizans imparatoru Helena’nın Kudüs ziyaretinde Hazreti İsa’nın birçok eşyasıyla birlikte kadehi de alarak İstanbul’a getirdiği ve bu kadehin kenti koruması için 3. Konstantinos adına Çeamberlitaş’ta dikilen sütunun altına yaptırdığı odada saklattığı ifade ediliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.