- İlk İstanbul Kuşatması 626 yılında Avrupalı Avarlar, Slavlar ve Sasani İmparatorluğu tarafından yapıldı.
- İlk Arap Kuşatması (674-678)
- İkinci Arap Kuşatması (717-718)
- Bulgar Kuşatması 813 tarihinde Krum'lar tarafından.
- kuşatma, Thomas the Slav tarafından (821-823)
- Kuşatma 860 tarihinde Ruslar tarafından
- Kuşatma 941 tarihinde Ruslar tarafından
- 1203 tarihinde Haçlılar tarafından, IV. Alexius, Trakya'ya kaçan III. Alexius'dan tahtı zorla ele geçirebilirdi.
- Başarılı ikinci kuşatma 1204 yılında Haçlılar tarafından, Bizanslılar yenildi ve şehir boydan boya yağma edildi.
- Başarısız bir deneme 1235 yılında Bulgar ve İznik kuvvetlerinin şehri yeniden alma girişimi.
- 1329 Maltepe Savaşı
Türklerin Kocaeli yarımadasındaki kaleleri alarak Boğaz'a inmeleri Bizans İmparatorluğu' nu telaşa düşürmüştü. Osmanlı Beyliği tarafından alınan kaleleri geri almak ve kuşatma altındaki İznik' i kurtarmak için Bizans imparatoru III. Andreanikos gizlice hazırlıkta bulunarak Rumeli' den getirttiği iki bin kişilik kuvvete İstanbul ve etrafından katılan kuvvetlerle birlikte Anadolu yakasına Üsküdar' a geçti. İmparator 1329 Mayıs'ında Orhan Bey' nin üzerine yürüyüp kendisine sahilde Flokren (Darıca ile Tuzla arasında bulunuyor.)kasabasını karargah yaptı.[1]Bunu haber alan Orhan Gazi İznik kuşatmasına bir miktar asker bırakarak sekiz bin mevcutlu kuvvetlerinin başında olarak Pelekanon (Darıca ile Eskihisar arasında) mevkiinde bizzat İmparator'un kumandasındaki Bizans kuvvetleriyle çarpıştı. Akşama kadar süren muharebenin devam etmesini tehlikeli gören İmparator'un ordugahına döndüğü sırada Orhan Gazi'nin taarruza geçmesi üzerine Bizans ordusunda panik oluştu. Bu esnada yaralanan İmparator deniz yolu ile İstanbul' a döndü, ordusunun çoğu kaçamadı ve imha edildi. [1]
- 1390-1402 yılları Osmanlı ablukası , ilkin Niğbolu Muharebesi (1396) ile daha sonra Ankara Savaşı ile kesildi.
- İlk Osmanlı Kuşatması (1422)
- İkinci Osmanlı kuşatması ve İstanbul'un fethi (1453)
İSTANBUL'UN FETHİ
Kentin 15. yüzyılda Osmanlı topraklarının ortasında kalması, iki kıtayı birleştirmesi ve oldukça gelişmiş bir şehir olması, bölgenin Osmanlı'nın eline geçmesi ve başkent olması ihtiyacını getiriyordu. Konstantinopolis, Osmanlılar tarafından ilk olarak Yıldırım Bayezid döneminde kuşatılmıştır. 1390 yılında yapılan kuşatma başarısız olmuş, Ankara Muharebesi'ne dek şehir aralıklarla abluka altında tutulmuştur. II. Mehmed'in tahta geçtiği dönemde Anadolu'da Ankara Savaşı ile dağılan siyasi birlik toparlanmış, Rumeli'de fetih çalışmaları yeniden başlamıştı. II. Mehmet'in amacı Osmanlı Devleti'ni dünya çapında güçlü bir konuma getirmek, gücüne güç katmaktı. Bu siyasi yol ile önündeki ilk engel Doğu Roma İmparatorluğu ve İstanbul'un Türklerin elinde olmayışıydı. Ayrıca İstanbul, bölgenin en büyük ticaret ve kültür merkezi konumundaydı.Ortodoks Kilisesi'nin merkezinin de İstanbul'da olması, İstanbul'un politik ve dini önemini arttırmaktaydı. II. Mehmed'in hedefi Kostantiniyye'yi fethederek büyük bir İslam şehri yapmaktı.

RUMELİ HİSARI

II. Mehmed, donanmanın karadan yürütülüp Haliç'e indirilebileceğni belirtti. Birçok vezir ve paşa bu duruma tepki gösterdi. Sultan görüşlere tepki göstererek:
Biz Peygamber müjdesini gerçekleştirmeye geldik. Biz Sultan Murad Han oğlu Mehmed Han'ız. Allah'ın izni ve yardımı ile imkansızı mümkün yaparız. Davranın, amele bulun, usta bulun! Dolmabahçe'den Beyoğlu sırtlarına doğru geniş bir yol açın. Yol boyunca kızakları döşeyin. Cenevizliler'den yağ alıp kızakları yağlayın. Amma çok gizli tutun. Bizans bu durumu fark etmemeli. |
dedi.
Bunun üzerine 67 (veya 72) parçalık donanmanın Haliç'e indirilmesi kararlaştırıldı.Dolmabahçe'den Beyoğlu sırtlarına uzanan bir yol yapıldı. Kızaklar döşenip, yağlandı. Gemilerin altına konacak arabalar hazırlandı. Çok sayıda manda ve öküz sağlandı. Cenevizli casuslar ise yoğun çalışmayı görüyor, ama kestiremiyorlardı. Bu sırada Molla Gürani, yanında talebeleriyle geldi. Molla Gürani, fethin Sultan Mehmet'e gerçekleşeceğini belirterek:
Hünkarım, fetih size nasip olacaktır. Sakın vazgeçmeyin. Müritlerimle geldim. Kefenlerimiz boynumuzdadır. Ölene kadar fetih yolunda yürümeye andımız var. |
dedi.
Bir gece içerisinde donanma Haliç'e indirildi. 22 Nisan'da donanma Haliç'ten ateşe başladı. Bizans Başkumandanı olan Giovanni Giustiniani ise, donanmanın Haliç'e indirilmesine inanamıyordu. Ayrıca, bu sırada İstanbul'a padişahın emri ile Zağanos Paşa tarafından köprü yapıldı.
II. Mehmed, Konstantinopolis'i almak istiyordu, fakat bu hiç de kolay olmayacaktı. Ancak II. Mehmed'in tutkusu büyüktü ve bu tutku dehası ve zekasıyla birleşince Şahi toplarını döktürdü. Topların icadını gerçekleştirecek olan Macar asıllı Urban usta öncesinde top dökme sanatını bıraktığını söylese de üvey kızının ısrarı üzerine topların dökümüne başlamıştır. Şahi toplarının projesi daha öncesinden Urban usta tarafından hazırlanmış vaziyette idi. Bu top kuşatma esnasında Bizans Surları'nda gedikler açmıştır.(Topların orjinali bugün İngiltere de müzede sergilenmekte.)
25 Mayıs günü, Meryem'in tasvirinin Konstantinopolis'te dolaştırılacağı bildirildi. 26 Mayıs Cumartesi günü de Meryem'in tasviri şehir boyu dolaştırılmaya başladı. Eğrikapı'ya girerken tasvir yüz üstü yere düştü. Hıristiyanlar korkuya kapıldı. O sırada ani bir fırtına koptu, sağanak yağmur başladı. Halk bu olayı kötüye yorarak:
Meryem Ana da Osmanlılar'dan yana! Artık şehrimizi korumuyor dediler.Osmanlı Donanması'nın Haliç'e indirilmesi ile birlikte savaşın seyri Osmanlılara döndü. İstanbul'a 19 Nisan, 6 Mayıs ve 12 Mayıs'ta büyük hücumlar düzenlendi fakat şehir ele geçirilmedi. Kuşatma oldukça uzun sürmüş, Osmanlı askerleri moral ve fizikî açıdan kötü duruma düşmüştü. Bu gelişmeler üzerine II. Mehmed, 29 Mayıs'ta büyük taaruz için emir verdi. 29 Mayıs'ta günün ilk ışıkları ile başlayan taaruz sonucu, Ulubatlı Hasan'ın Bizans surlarına çıkarak Osmanlı sancağını dikmesi ile Osmanlı ordusu moral kazandı ve savaşa topyekün karşılık verdi. Açılan gediklerin kapatılamaması ve Osmanlı ordusunun topyekün saldırısı karşısında Konstantinopolis, 29 Mayıs 1453 Salı günü II. Mehmed'in önderliğindeki Osmanlı birliklerine teslim oldu. Konstantinopolis'in alınması ile birlikte topların deldiği surlardan içeri giren II. Mehmed, halkın sevgi gösterisi ile karşılandı. Bu fetihten sonra II. Mehmed, Fatih unvanını aldı ve Fatih Sultan Mehmed olarak anılmaya başla |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.